CEYLAN SAĞLAM
DİSK Emekli Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz, SSK ve Bağkur emeklisi aylıklarına ek yüzde 5 oranında artış yapılmasına ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın; “2024’ü emekliler yılı olarak ilan ediyoruz” sözlerine ilişkin “Bu olay espriyi de geçti, aklımız ile dalga geçmeye başladılar. ‘2024 emekliler yılı’ olduğu söyleyerek Sayın Cumhurbaşkanı, bizim aklımızla dalga geçmeye başladılar. Bunun hesabı, yakında seçim de var orada emekliler gerekeni yapacaktır. Emekliler, açlıkla sefaletle baş başa bırakıldı. 2024 emekli yılı değil, artık sefalet yılı olarak önümüzde duruyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada SSK ve Bağkur emeklisi aylıklarına ek yüzde 5 oranında artış yapıldığını duyurdu. Erdoğan, “SSK ve BAĞ-KUR emeklilerimizin Ocak 2024’ten itibaren 6 aylık artış oranı yüzde 42,6’ya yükseliyor. Temmuz ayında artışlarla birlikte emeklilerimizin hepsi yaklaşık aynı oranlarda maaş artışına kavuşacaklardır. Emekli maaşı alt sınırını 7 bin 500 liradan 10 bin liraya çıkarıyoruz. 2024’ü emekliler yılı olarak ilan ediyoruz. Amacımız bu vesileyle emeklilerimizin hayat kalitesini artıracak yeni hizmetleri devreye almaktır” dedi.
DİSK Emekli Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz, söz konusu aylık artışlarını ANKA Haber Ajansı’na şöyle değerlendirdi:
“Bu olay espriyi de geçti, aklımız ile dalga geçmeye başladılar. ‘2024 emekliler yılı’ olduğu söyleyerek Sayın Cumhurbaşkanı, bizim aklımızla dalga geçmeye başladılar. Bunun hesabı, yakında seçim de var orada emekliler gerekeni yapacaktır. Emekliler, açlıkla sefaletle baş başa bırakıldı. 2024 emekli yılı değil, artık sefalet yılı olarak önümüzde duruyor.
Biz başından beri söyledik, en düşük emekli aylığının kesinlikle asgari ücretin altında olmaması gerektiğini, kaldı ki asgari ücretin yoksulluk sınırı baz alınarak en azından bir ailede iki asgari ücretli varsa ikisinin toplam ücretine yoksulluk sınırında olması gerektiğini ve en düüşük emekli maaşının da asgari ücretin altında olmaması gerektiğini söyledik. Ancak yine lütfettiler, en düşük emekli aylığını 10 bin TL’ye çıkardılar, yine hazine yardımı ile birlikte… Bu resmi verilere göre dahi açlık sınırının altında bir rakam.
Asgari ücret belirlendikten hemen sonra tüketim mallarına, birçok kaleme devasa zamlar geldi ve asgari ücretin alım gücü de çok düştü. Önümüzdeki aydan itibaren başta asgari ücretin ve tüm ücretlerin alım gücünün çok düşeceğini ve enflasyonun çok daha fazla yükseleceğini de hep birlikte yaşayacağız. Dolayısıyla da emekliler, asgari ücretliler açlığa ve yoksulluğa mahkum edildi. Bu yıl bizim için çok zor geçecek, bu kışın emekliler için zor geçeceğini bugünden öngörebiliyoruz.
Yakın bir zamanda eylemleri hayata geçirdik. Ancak sesimiz duyulmamış. Bu taleplerimiz ile ilgili çok yakın bir zamanda yine Türkiye’nin birçok bölgesinde ve Ankara merkezli bir etkinlik ile eylemlerimizi hayata geçireceğiz.
Neydi bizim taleplerimiz? Öncelikle en düşük emekli aylığının asgari ücrete endekslenmesi ve ücretler arasında dengesizliğin giderilmesi için bir intibak yasasının çıkarılması talebimiz vardı. Sanki memur arkadaşlarımızı devasa zamlar verilmiş gibi… Memur arkadaşlarımızın birçoğu da açlık sınırı civarında ya da biraz üstünde ücret alıyor. Bizim talebimiz tüm emekli ücretlerinin aynı oranda yüksektilmesi ve 16 milyon emeklinin insan onuruna yakışır bir yaşam sürmeleri. Taban ücretin çok düşük kalması ister istemez bizleri öncelikle taban ücretin yükseltilmesi konusunda bir refleks göstermeye zorladı. Halen daha bunun arkasındayız. Israrla şunu söylüyorum, bir an önce en düşük emekli ücreti asgari ücrete yükseltilmesi, aylık bağlama oranlarının 5510 sayılı koşullarına getirerek emeklilerin rahat bir nefes alacak ortamların yaratılmasını iktidardan talep ediyoruz.”