Fazilet Şenol/ Milliyet.com.tr – Kocasıyla birlikte İngiltere’de yaşayan 78 yaşındaki Carolyn Frost, ergenliğinden itibaren gözlerinde kaşıntı ve yanma hissiyle mücadele ediyordu. Carolyn’in semptomları 15 yaşındayken başlamıştı. Bunlar kırmızı gözler, kaşıntılı ve yanma hissi ve bulanık görmeydi. Semptomlarını, “Bazen yakıcı bir sıcaklık hissediyordum. Gözlerim ısınıyor, kızarıyor ve rahatsız oluyordum. Kaşıntılı bir his vardı ve görüşüm oldukça bulanıktı. Gözlerimi kullanmak acı verici hale geliyordu. Görmekte gerçekten zorlanıyordum, araba kullanmama izin verilmiyordu hatta bahçeyle bile uğraşamıyordum“ diyerek ifade eden Carolyn’nin göz kuruluğu öyle bir seviyeye geldi ki yanından geçip giden insanları bile görmez oldu.
BAĞIŞCILARIN KANIYLA YAPILAN DAMLALARI KULLANDI
Üç çocuk annesi Carolyn, geçmişte steroid gibi tedavilerle geçici rahatlama sağlamıştı. Hatta amniyotik zarla (zararlı göz dokusunu iyileştirmek veya değiştirmek için kullanılan biyolojik bir bandaj) steroidleri denedi ancak bu tedaviler semptomlarını uzun süreli olarak hafifletmeyi başaramadı. Geçirdiği retina dekolmanı nedeniyle şikayetleri gün geçtikçe daha da kötüleşmişti. Daha sonra Bristol Göz Hastanesi’nde danışman olarak çalışan Omar Elhaddad’ın kendisine önerdiği NHS (İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi) Kan ve Nakil Birimi tarafından sağlanan göz damlalarını kullanmaya başladı.
Kan plazmasından yapılan damlalar Carolyn’in ağrılı semptomlarını azaltmaya yardımcı oldu. Artık çocuklarını ve torunlarını daha net bir şekilde görebiliyordu. İfadelerine göre bu tedavi ona hayatta bir şans daha vermişti. Üstelik Carolyn yakın bir zamanda daha net görmesine vesile olan kan bağışçılarıyla da tanıştı. Kandan yapılan göz damlalarıyla tedavi edilen Frost şimdi, ömür boyu sürecek acıdan kurtulduğunu söylüyor. Caroly’nin ergenliğinden beri mücadele ettiği göz kuruluğunu, “Göz kuruluğu, göz yüzeyinin yeterince nemlenmemesi sonucu ortaya çıkar. Hastalar genellikle gözlerde batma, yanma, kaşıntı, kızarıklık, ışığa karşı hassasiyet, gözde yabancı cisim hissi, görmede bulanıklık veya dalgalanma, uzun süre ekrana bakarken ya da okuma esnasında gözde yorgunluk şikayetleriyle gelir” diye açıklayan Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Orkun Özkan, göz kuruluğunun, alerjik konjunktivit, blefarit, meibomian bez disfonksiyonu gibi diğer göz rahatsızlıklarıyla sıklıkla karıştırabileceğine dikkat çekti.
‘TEDAVİ EDİLMEZSE CİDDİ SONUÇLARI OLUYOR’
Göz kuruluğunun tedavi edilemediği takdirde ciddi komplikasyonlara sebep olacağını, kornea hasarı, enfeksiyon riskinde artış, korneal ülserler ve kalıcı görme kaybına kadar ilerleyebileceğine değinen Op. Dr. Orkun Özkan, tedavi yöntemlerini şöyle sıraladı:
– Yapay gözyaşı damlaları: Hafif vakalar için etkilidir ancak sık kullanılması gerekebilir.
– Gözyaşı kanalı tıkaçları: Gözyaşı drenajını azaltarak göz yüzeyinin daha uzun süre nemli kalmasını sağlar.
– İmmünomodülatör damlalar: Gözdeki inflamasyonu azaltmak için kullanılır.
– Serum tedavisi: Özellikle inatçı ve şiddetli vakalarda kullanılır.
Serum tedavisinde başarı oranının hastadan hastaya değişebileceğine dikkat çeken Op. Dr. Özkan, kendisinin de uyguladığı serum tedavisine bir vaka üzerinden örnek gösterdi:
“Göz lazer ameliyatı isteyen ancak şiddetli kuru gözü olan bir hastam olmuştu. Hastayı uzun süreli suni gözyaşı damlalarıyla tedavi etmemize rağmen buna yanıt alamadık. Sonrasında hastanın gözyaşı kanallarına tıkaç takıp otolog serum tedavisine geçtik ve hasta toparlamaya başladı. Hastanın kuru gözü 2 ay gibi kısa bir sürede düzeldi ve sonra lazer operasyonunu güvenle gerçekleştirebildik.”
‘SERUMLAR ANTİ-İNFLAMATUAR AJANLAR İÇERİYOR’
“Kan plazmasından elde edilen serum tedavisi, özellikle inatçı kuru göz sendromunda kullanılır” diyen tedavinin nasıl yapıldığını ise şöyle özetledi:
“Bu tedavide, kandan elde edilen plazma ile hazırlanan serum damlaları göz yüzeyine uygulanır. Serum, doğal büyüme faktörleri ve anti-inflamatuar ajanlar içerdiği için göz yüzeyinin iyileşmesine yardımcı olur. Türkiye’de de uygulanıyor ancak yaygın bir tedavi değil. Genellikle diğer tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen, ciddi kuru göz vakalarında tercih ediliyor.”
Eczaneden alınan yapay gözyaşı damlalarının genellikle göz yüzeyini nemlendirmek için kullanıldığını ancak serum tedavisinin gözün doğal iyileşme sürecini destekleyen biyolojik bileşenler içerdiğine dikkat çeken Op. Dr. Özkan, “Serum damlaları, göz yüzeyindeki hücrelerin yenilenmesini teşvik eder ve inflamasyonu azaltır, bu da inatçı ve şiddetli kuru göz vakalarında daha etkili olabilir. Bununla birlikte serum damlaları daha özel bir tedavi olup yapay gözyaşlarına göre hazırlanması ve saklanması daha zahmetlidir” diyerek sözlerini noktaladı.