3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü yaklaşırken, Almanya’nın başkenti Berlin merkezli Avrupa için Sivil Özgülükler Birliği (Liberties) yıllık basın özgürlüğü raporunu yayınladı. Raporda, pek çok Avrupa Birliği (AB) ülkesinde medya özgürlüğünün ‘tehlikeli bir biçimde kırılma noktasına yakın olduğu’ ifade edildi. Kurumun raporunda ayrıca bu durumda hükümetlerin ihmali ya da verdiği zararın rolüne dikkat çekildi.
The Guardian gazetesinin haberine göre, Liberties’in raporu, gazetecilere yönelik yaygın saldırılara ve kamu yayıncılarının bağımsızlığına yönelik saldırılara ışık tuttu. 19 ülkeden 37 hak örgütü tarafından derlenen verilere göre, daha önce medya özgürlüğü konusunda tespit edilen ‘alarm verici trendler’ 2023 yılında da devam etti.
‘HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ KONUSUNDAKİ GERİLEMEYLE EL ELE GİDİYOR’
Liberties’den Eva Simon, rapordaki bulgulara ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Medya özgürlüğü, AB çapında açıkça istikrarlı bir gerileme halinde; bu pek çok ülkede, ulusal hükümetlerin kasıtlı verdiği zararla ya da ihmali sonucu gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı. ‘Medya özgürlüğündeki gerilemenin hukukun üstünlüğü konusunda yaşanan gerileme ile ele ele gittiğini’ belirten Simon, “Bu ikisi arasında yakın bir karşılıklı ilişki var. Bu otoriter rejimlerin oyun kitabı” değerlendirmesinde bulundu.
AB’nin medya alanındaki yasal düzenlemelerinin ‘bir potansiyele’ sahip olduğuna işaret eden Simon, söz konusu düzenlemelerin düzgün bir şekilde uygulanmadığını söyledi.
RAPORDA ‘MEDYA SAHİPLİĞİ’ UYARISI
Liberties, Avrupa’daki medya ortamına ilişkin değerlendirmesinde, son bir yılda medya sahipliği konusunda ‘yüksek bir yoğunlaşma’ olduğunu, sahiplik konusundaki şeffaflıkla ilgili yasaların yetersiz olduğunu ve kamu medyasının bağımsızlığı ve finansmanına yönelik pek çok tehdit bulunduğunu ifade etti. Raporda, pek çok Avrupa Birliği ülkesinde gazetecilere yönelik tehdit, yıldırma, gözetim ve şiddet olayları ile basın özgürlüğü ve bilgiye erişim konusunda getirilen kısıtlamalara da yer verildi.
Liberties, yeni Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası’nın üye ülkelerde nasıl uygulandığının Avrupa Komisyonu tarafından yakından izlenmesi önerisinde bulundu. Simon, “Pek çok şey, ulusal hükümetler ve yetkililere bağlı olacak ama bu yasa davaların ardından medya özgürlüğü, gazetecilerin izlenmesi, vb. gibi kavramların gerçekten ne anlama geldiği konusunda karar verecek bir Avrupa mahkemesine götürülebildiği anlamına geliyor” dedi.
FRANSA VE BULGARİSTAN’DA POLİS GAZETECİLERE SALDIRDI
Rapora göre, aralarında Hırvatistan, Fransa, Almanya ve İtalya’nın da olduğu ülkelerde gazeteciler 2023 yılında fiziksel saldırıya uğradı. Macaristan ve Slovakya’da ise bazı muhabirler seçilmiş siyasetçilerin suiistimal ve tehdidine maruz kaldı.
Romanya ve İsveç’te polis gazetecilere yönelik saldırıları kaynak ya da irade yokluğu sebebiyle düzgün bir şekilde soruşturmazken, Fransa ve Bulgaristan’da polisler gazetecilere saldırdı. Gazetecileri sindirmeye yönelik davaların (Slapp) sık açıldığı ülkeler arasında Hırvatistan, Yunanistan, İtalya, Hollanda ve İsveç yer aldı. Hollanda ve Polonya’da ise gazeteciler Pegasus ve Predator gibi casus yazılımlarla izlendi.
Hırvatistan, Fransa, Macaristan, Polonya, Hollanda ve Slovakya, rapora göre, pek çok medya şirketinin birkaç kişinin elinde olduğu, medya sahiplik yoğunlaşmasının yüksek olduğu ülkeler arasında yer aldı. Almanya, Macaristan, Litvanya ve Hollanda’da hükümeti eleştiren gazeteciler, basın toplantısı ya da diğer resmi etkinliklere alınmama ya da bazı belgelere erişim sağlanmama gibi muameleler ile karşı karşıya kadı.
(DIŞ HABERLER SERVİSİ)